13 Aralık 2010 Pazartesi

Jane Aiken Konferansı

9 Aralık 2010 tarihinde A.Ü.Hukuk Fakültesi'nde Prof.Jane Aiken tarafından verilen "Hukuk Eğitiminde Ev-İçi Şiddete Karşı Neler Yapılabilir" başlıklı konferansın özeti aşağıdaki bağlantıdan okunabilir.
http://www.hukukla.net/2010/12/ev-ici-siddete-karsi-hukuk-egitiminde-neler-yapilabilir/

1 Aralık 2010 Çarşamba

Zenon Bankowski Konferansı


Hukuk Eğitiminde Alternatif Bir Model

Profesör Zenon Bankowski 9 Aralık 2010 tarihinde saat 14'te A.Ü.Hukuk Fakültesi Mahmut Esat Bozkurt salonunda hukuk eğitimine ilişkin alternatif bir modeli akademisyenler ve öğrencilerle birlikte tartışacaktır.

Jane H.Aiken Konferansı


Ev-İçi Şiddete Karşı Hukuk Eğitiminde Neler Yapılabilir?
Ev-İçi Şiddet konusunda uzman olan Profesör Jane H. Aiken 9 Aralık 2010 tarihinde saat 10'da A.Ü.Hukuk Fakültesi Mahmut Esat Bozkurt salonunda hukuk eğitiminin ev-içi şiddete karşı nasıl geliştirilmesi gerektiğini akademisyenler ve öğrencilerle birlikte tartışacaktır.

27 Kasım 2010 Cumartesi

Türkiye Felsefe Kurumu İstanbul Semineri 2010

Türkiye Felsefe Kurumu'nun her sene geleneksel olarak düzenlediği İstanbul Seminerleri, bu sene Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Konferans Salonunda "Felsefe Tarihinde Yapılan Yaygın Yanlışlar" konusunda 2-3 Aralık 2010 tarihlerinde yapılacaktır.

10 Kasım 2010 Çarşamba

Kenneth Einar Himma Konferansı



25 Kasım Perşembe günü saat 14.30'da A.Ü.Hukuk Fakültesi Mahmut Esat Bozkurt salonunda Prof.Himma, hukuki geçerlilik kriterinin ahlakiliği içerip içermeyeceği problemi üzerine bir sunum yapacak ve sunumun ardından tartışma kısmına geçilecektir.

6 Kasım 2010 Cumartesi

28 Ekim 2010 Perşembe

Prof.Dr.Hamide Topçuoğlu'nu Anma Toplantısı ve Prof.Dr.Imer B.Flores Konferansı


A.Ü.Hukuk Fakültesi 85. kuruluş yıldönümü etkinlikleri kapsamında 2 Kasım 2010'da Prof.Dr.Hamide Topçuoğlu'nu anma toplatısını düzenleyecektir. Toplantı saat 10.00-18.00 arasında A.Ü.Hukuk Fakültesi Mahmut Esat Bozkurt salonunda yapılacaktır. Toplantıda Prof.Dr. Hamide Topçuoğlu'nu meslektaşları ve öğrencileri anılarla anacak, ardından Prof.Dr. Topçuoğlu'nun eserlerine ilişkin bildiriler sunulacaktır.

A.Ü.Hukuk Fakültesi'nin 85. kuruluş yıldönümünü kutlama etkinlikleri kapsamında ayrıca 4 Kasım 2010 tarihinde saat 14'te A.Ü.Hukuk Fakültesi Mahmut Esat Bozkurt salonunda Prof.Dr. Imer B. Flores'in hukuk eğitimi üzerine konferansı yer alacaktır.

4 Ekim 2010 Pazartesi

ŞİİR VE FELSEFE

Türkiye Felsefe Kurumu tarafından Türkiye Felsefe Kurumu Eğitim Çalışmaları Programı çerçevesinde düzenlenen Şiir ve Felsefe programı 04.12.2010-11.02.2011 tarihleri arasında on haftalık bir program olmak üzere Türkiye Felsefe Kurumu Maltepe Ofisi/İstanbul'da yapılacaktır. Programda İoanna KUÇURADİ, Güngör DİLMEN, Yücel KAYIRAN, Özdemir İNCE, Abdullah KAYGI, Hilmi YAVUZ, Salih BOLAT, Işık EREN yer alacaktır. Programın günü Cumartesi ve saati de 10: 00-12: 30'dur.
Bilgi için başvuru adresi: sevgi@maltepe.edu.tr veya ioannak@maltepe.edu.tr
Tel: 0216 6261050/ 1404 veya 0533 7349718

4 Eylül 2010 Cumartesi

Hukuka Felsefi ve Sosyolojik Bakışlar-V

Her iki yılda bir geleneksel olarak düzenlenen Hukuka Felsefi ve Sosyolojik Bakışlar Kongresi'nin beşincisi bu yıl 13-17 Eylül 2010 tariherinde İstanbul Üniversitesi'nde yapılacaktır. Çok sayıda hukuk felsefecileri, hukuk teorisiyle ilgilenenler, felsefeciler ve sosyologları buluşturan kongrede çeşitli konular tartışılmakta ve akademisyenler ve hukukçular son çalışmalarını ortaya koymaktadırlar. Her zaman olduğu gibi bu yılki kongreden sonra da seçilen bildiriler Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Arkivi'nde yayınlanacaktır.
Kongre programına şu adresten ulaşılabilir: http://www.istanbulbarosu.org.tr

14 Haziran 2010 Pazartesi

HUKUK DEVLETİNDE AVUKATIN VE HAKİMİN ROLÜ

29 Haziran-30 Haziran 2010
Türkiye Barolar Birliği
Hukukçuların Meslek Etikleri Sempozyumu
HUKUK DEVLETİNDE AVUKATIN ROLÜ: GUANTANAMO ÖRNEĞİ
TERÖRİZME İLİŞKİN GLOBAL SAVAŞTA HUKUK DEVLETİ BİR YANA MI ATILACAKTIR?
Bush döneminde işkencenin hukuki olduğunun savunulması ve bunun Guantanamo örneğinde karşımıza çıkması, hukukçuların ve özelde de avukatların adil olmayan kurallar karşısındaki tutumunun sorgulanması probleminin terörizme karşı global savaş bağlamında tartışılmasını gündeme getirmiştir . Böyle bir davada devletin avukatı olan avukat ne yapacaktır? Devleti savunup, işkenceyi meşrulaştıracak mıdır? 11 Eylül olaylarının ardından bir tür korku ve anksiyetenin ürünü olan bu tür işkenceyi savunmak tutumu uluslararası hukuk bağlamında nasıl değerlendirilecektir? Yoksa bu tür kriz durumlarında avukat, hukuk devletinin gereklerini bir yana mı bırakacaktır? Hukuk devleti bir yana bırakılınca, avukatlık meslek etiğinden söz etmek mümkün müdür?
Guantanamo davasında devleti savunan tarafta yer alan avukatların rollerinin insan hakları bağlamında ayrıntılı değerlendirilmesini Prof.Dr. Ioanna Kuçuradi başkanlığında Guantanamo konusundaki çalışmalarıyla tanınan Prof.Dr. David Luban ve Prof.Dr.W.Bradley Wendel 29 Haziran 2010 tarihinde saat 14’te Türkiye Barolar Birliği Salonunda tartışacaklardır.
Benzer konuda Avrupa’yla ilgili problemler 30 Haziran 2010 tarihinde saat 10’da Türkiye Barolar Birliği Salonunda tartışılacaktır.
HAKİMLERİN ÖRGÜTLENME VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ HAKİMLERİN TARAFSIZLIK VE BAĞIMSIZLIĞIYLA NASIL BAĞDAŞIR?
Hakimlerin örgütlenme ve ifade özgürlüğün anlamı nedir? Hakimlerin tarafsızlığı çerçevesinde bu özgürlük nasıl belirlenmelidir? Hakimlerin örgütlenme ve ifade özgürlüğü hakimlerin politika yapmasına mı yol açar yoksa hakimlerin tarafsızlığı gereğince yargının politikleşmemesi bu özgürlüğün başlıca sınırlandırma nedeni midir?
Hakimlerin tarafsızlığıyla ilgili benzeri sorunlar 29 Haziran 2010 saat 10’da Türkiye Barolar Birliği Salonunda tartışılacaktır.

4 Haziran 2010 Cuma

GUANTANAMO ÖRNEĞİ-HUKUK DEVLETİNDE AVUKATIN ROLÜ

Hukukçuların Meslek Etikleri Sempozyumu
29-30 Haziran 2010, Ankara
Ankara Barosunca düzenlenen ve Türkiye Felsefe Kurumu IVR birimi ile IVR başkanı Prof. Yasutomo Morigiwa'nın işbirliğiyle hazırlanan programda avukatlık ve hakimlik meslek etiğiyle ilgili konular yanında hukuk devletinde avukatın rolü Guantanamo örneğini bu konuda yaptıkları çalışmalarıyla tanınan Prof.David Luban ve Prof.Bradley Wendel tartışacaktır. Sempozyuma katılan konuşmacılar arasında Yasutomo Morigiwa, David Luban, Bradley Wendel, Carl Bevernage,Claudia Seibel, Barbara Krix, Ioanna Kuçuradi, Betül Çotuksöken, Abdullah Dinçkol, Mehmet Tevfik Özcan, Ahmet Ulvi Türkbağ, Ahmet Haluk Atalay, Özcan Çine, Emine Ülker Tarhan, Sevgi İyi, Gülriz Uygur ve Harun Tepe yer almaktadır.

4 Şubat 2010 Perşembe

Bir Varmış Bir Yokmuş, Prof. Joseph Raz Murtaza’yı Okumuş…

E. İREM AKI
Umay Genç Hukuk Gündemi dergisinin Güz 2009 sayısında Orhan Kemal'in Murtaza eserindeki Bekçi Murtaza karakterinde hukuki pozitivizm anlayışını ele almıştır. Bekçi Murtaza’nın “görünüşte” kural kuraldır anlayışı, kuralların içeriğine bakılmaksızın kuralların uygulanması gerektiğini söylemesi ilk bakışta hukuki pozitivizmle ilgili görünmekle birlikte, burada göz önünde bulundurulması gereken bir diğer kavram hukuki formalizmdir.
Esasen hukuki pozitivizm hukukun tanımlanması problemi ile ilgilidir. Hukuk felsefesinin en temel problemlerinin başında da hukukun tanımlaması gelmektedir. Bu, hukuka yaklaşım şekliyle ilgilidir ve karşımıza ilk olarak hukukun bir kurallar ve müeyyideler bütünü olarak ele alınması çıkar. Yani hukuk kanun koyucu tarafından konan normlar bütünü olarak kabul edilir, hukuk sadece hukuki öğeler göre tanımlanır. Buna göre de hukuk sadece olan hukuktan hareket ederek ve sadece pozitif hukuka bakarak tanımlanabilir. Hukuku tanımlamak için de iki tez ileri sürülür: Sosyal kaynak tezi ve ayırma tezi. Ayırma tezi, hukukun konulduğu kaynağa bakarak tanımlanmasını ön görür. Ayırma tezi ise hukukun tanımlanmasında hukuk dışı öğelere yer verilmemesine ilişkindir, hukukun tanımında adalet, insan hakları vs yer verilmemesi gerekmektedir. Burada vurgulanması gereken nokta, hukuki geçerlilik kriterinde hukuk dışı öğelere yer verilmemesi gerektiğidir.[1] Bu anlayışı savunan okul hukuki pozitivizmdir. Ve elbette ki hukuki pozitivistler hukuk kurallarına uyulmasını, keyfilikten kaçınılmasını isterler. Hukuki pozitivistlerin hukuk tanımı, hukukun insan davranışlarını yönlendirmesine dayanır ki hiçbir pozitivist bu nedenle kuralların dışına çıkılmasını, keyfiliğin hüküm sürmesini istemez. Buradan hareketle, hukuki pozitivizm ile birlikte hukuki formalizmi düşünebiliriz. Hukuki formalizm ise hukuku kapalı bir kuralar seti olarak görür ve hukuk kurallarının hukuki sonuçları belirlediği iddiasını ileri sürer.

Gelelim Prof. Joseph Raz’a. Burada Raz’ın isminin zikredilmesinin nedeni, bugün yaşayan en ünlü hukuki pozitivistlerden biri olmasıdır. Pekala bu isim Prof. Hart da olabilirdi. Bir an için düşünelim Prof. Raz’ın Murtaza’yı okuduğunu, okuduktan sonra yüzünde oluşan ifadeyi ve sonradan kafasından geçenleri. Prof Raz acaba Murtaza’yı formalizmin kıskacında mı görecektir yoksa keyfiliğin doruğunda mı?
Kurallara sıkı sıkıya bağlılık iddiası Murtaza’nın görünen yüzüdür:
Murtaza’nın gözleri yerden adama kalktı:
“Sen misin evin reisi?”
Adam şaşkınlıkla iki yanına baktıktan sonra, “Evet,”dedi. “Benim.”
“Ben…”
“Ne için yatmazsınız gecenin bu saatına kadar? Ha? Ne için?”
Evin reisi büsbütün şaşırmıştı. Laf mıydı bu da yani? Ev kendi mülkleri değilse de, aydan aya şakır şakır kirasını ödüyorlardı. Aslında pek öyle şakır şakır değilse de, gene de bekçiyi ilgilendirmezdi. Kirasını ödediği evinde de ister yatar, ister otururdu ailesiyle, sabaha kadar! Bu bekçinin buna benzer yığınla marifetini mahalle kahvesinde, bakkalda, şurada burada işitmişti. Sarhoşlara, daha çok da mahalle aralarında naralarla dolaşan, kadınlara, kızlara şataşan kopuklara kendilerini bildirmesi hoşuna bile gitmişti. Murtaza’dan beri mahalleye belirli bir edep, haya gelmiş, kadınlar, kızlar, çocuklar, çoluk çocuk okula, bakkala, komşuya, manava korkusuzca gidip gelir olmuşlardı.
Murtaza ellerini arkasına bağlayarak yeniden sordu:
“Ha? Ne için?”
Karşılık alamayınca şahadet parmağını ayakkabı tamircisine tehditle salladı:
“Değilsiniz siz vatandaş?”
Merakla kapıya gelmiş çocukları işaret etti:
“Devletin malıdır bu çocuklar, hem da milletin! Yok hakkın uyutmamaya ciğerparelerini vatanın! Haçan büyüyecek, kurşun atacaklar düşmana kurşun!”
“?..”
“?..”
“Fışkırmalıdır gözlerinden mertlik, civanmertlik hem da!”
Başta baba, gülmemek için ev halkı kendini zor tutuyordu.”
[2]
Görünen o ki Bekçi Murtaza çocukların düşmana kurşun atabilmeleri için, devletlerine hayırlı bir vatandaş olabilmeleri için, erken yatmalarını gerektiğini, yok eğer erken yatmıyorlarsa da kendisinin mahallenin Bekçi Murtaza’sı olarak bunu yapması gerektiğini düşünmekte ve keyfi davranmaktadır.
Bir diğer örnek ise çok daha trajiktir. Bekçi Murtaza görev başında gözlerinin kimseyi görmediğini, evladını, ciğerparesini görmediğini sıklıkla yinelemektedir. Bir gün ciğer parelerini vazifesinin arslanlarını fabrikada iş başında uyurken görür.
İki kızının ince omuzlarıyla sarsılarak uyuyakaldığı makinelere dehşetle baktı bir an, gördü. Görünce de kıl diplerine kadar kıpkırmızı kesilerek sarsıldı. Sonra tüm kanı çekilmişcesine sarardı. Ve hiç beklenmedik biçimde, bir atmacayı hatırlatarak koştu. Cemile, babasının yıldırım gibi geldiğini görünce makinesinden atlayıp kaçtı. Firdevs hala uyuklamaktaydı. Murtaza kızı saçlarından desteleyip havaya kaldırdı, sonra da yere çarptı.

“Kendine gel arkadaş, deli misin?”
“Öldürdün birini, ötekini de mi?””
[3]
Burada da söz konusu olan Murtaza’nın keyfi davranışıdır; çünkü Murtaza kurallara aykırı davranıldığında, kurallara aykırı davranın vücut bütünlüğüne zarar vermiş ve ölümüne sebep olmuştur. Oysa yapması gereken davranış, evladı dahi olsa yetkili birimlere haber vermekti.
Tekrar Prof. Raz’a dönersek, herhalde Prof Raz Murtaza’yı öğrencilerinin önüne örnek olarak sunsaydı, dehşetle bu bekçinin keyfi davranışların en uç örneğini gösterdiğini söylerdi. Belki de bu roman üzerinden Prof. Raz ve öğrencileri Türkiye’yi ve Türkiye’deki bekçileri, polisleri, idare ajanlarını çok merak ederlerdi. Bu noktada da aklıma şu nokta takılmakta. Orhan Kemal’in Bekçi Murtaza’yı yaratması tesadüfi olmasa gerek. Bekçi Murtazalar Türkiye mi özgü yoksa hukuk sistemlerinin olduğu her yere mi? İkinci olasılık Prof. Raz’ın Murtaza’yı okumasını ve öğrencileri ile paylaşmasını boşa çıkarıyor.
E. İrem Akı




[1] Gülriz Uygur, "Hukuki Pozitivizm’in Değişen Yüzü Mü?", A.Ü.H.F.D, C.52,S.3,s.145-176.
[2] Orhan Kemal, Murtaza, Everest Yayınları, İstanbul, 2003,s.7-8.
[3] Kemal, Murtaza, s.304.

1 Şubat 2010 Pazartesi

Murtaza Formalizmin Kıskacında mı?

Orhan Kemal'in başlıca eserlerinden biri olan Murtaza, hukuk felsefesinin temel yaklaşımlarından olan pozitivist yaklaşım ve beraberinde de formalizm çerçevesinde tartışılmaktadır. Bu tür tartışma ilk bakışta yerinde gibi görünebilir. Ancak yakından bakıldığında tartışmalı yönleri de olduğu belirtilebilir.

30 Ocak 2010 Cumartesi

TANITIM

Bu bloğun amacı Hukuk Felsefesi alanında yapılan son çalışmalar hakkında kısa bilgi verilmesini sağlayarak, tartışılmalarını sağlamaktır.